Çayırbağı (Sitiksa)

Serdar Hoca Efendi



Serdar Hoca Efendi (1868 - 1953)

   Serdar Hoca Efendi'nin asıl adı Mehmet'dir. "SERDAR HOCA" olarak anılmakta ve bilinmektedir. 1868 yılında Sitiksa (Çayırbağı-Doğankaya) köyünde doğdu.
   İlim tahsiline küçük yaşlarda başladı. Üç sene Sıbyan Mektebinde okudu. Doğduğu köyde Of'lu alim meşhur ALTIPARMAK Mustafa Efendi'den ders aldı. Sonra O'nun tavsiyesiye Trabzon Hatuniye Medresesinde 10 sene tahsil gördü.
   Kur'an-ı Kerim'i altı ayda ezberleyerek kurra hafız oldu. "Darül Muallimin" denilen ÖĞRETMEN OKULU'ndan da sertifika alarak Kur'an-ı Kerim, Kıraat ve Din İlimleri dersleri öğretmeni oldu.
   1905 Yılında Hatuniye Medresesi'nde Tefsir, Kelam, Fıkıh, Hadis ilimleri hocası oldu. Çok güçlü bir ilahiyatçıydı. Daimi ikamet yeri Hatuniye Medresesiydi.32 Sene ilim tahsili ve öğretmenlik işleriyle uğraştı. Trabzon camilerinde vaaz etti. Hatimle teravih kıldıran hocaların en meşhuru sayıldı.
   1914'de I.Dünya Savaşı çıktığında askere çağrıldı. Elazığ ve Harput'da askerlik yaptı. Askeriyenin tabur imamı ve moral hocası oldu. 1916'da 2 subayla birlikte Ruslara esir düştü. 4 gün esir kaldı, 5 inci gün nöbetçilerin uykularından yararlanarak kurtuldular. Bunun üzerine zamanın mirlivası Serdar Hoca'ya sivil ve sarıklı kıyafetiyle kendi yanında özel bir çadır tahsis ederek istişare görevi verdi. Savaş bitene kadar bu görevi yaptı. 1918'de terhis oldu fakat muhacirlik nedeniyle ana-baba, kayınpederi ve kızkardeşleriyle Tokat'ın Erbaa ilçesinde buluşabildi. Aile fertlerinin hepsi tifodan ölünce onları orda defnetti. Sonra Ünye'ye, ordan Vakfıkebir ve Tonya üzerinden Sitiksa köyüne geldi. Orda dini vazifelerini yaptı.
   25 yaşında aynı köyden Başoğlu Mehmed'in kızı Hamide Hatun'la evlenerek Hoşoğlan Rüştü adında bir erkek çocuğu dünyaya geldi.
   Eşi Hamide Hatun'un açıklamasına göre Hoşoğlan Rüştü'ye hamile kaldıktan sonra 60 sene Serdar Hoca ile karı koca hayatı yaşamadılar. Fakat, birbirlerini daha koyu bir manevi sevgiyle severek birbirlerine hertürlü çıkar dışında hürmet ettiler.

   Hoşoğlan Rüştü; babasının 85 yaşında vefat etmesine rağmen 98 sene 7 ay yaşamıştır. 6 Yıllık ilkokulda 6 yılda hafız olmuş babası Serdar Hoca'dan aldığı manevi eğitimle Işıklar-Çal-Polita-Arpaçık-Metinkale ve Muhula köylerinde hocalık yapmıştır. Düzköy'e bağlı Sitiksa (Çayırbağı-Doğankaya) camii arkasındaki türbede babası Serdar Hoca ile birlikte yatmaktadır. Serdar Hoca'nın ömrünü Akçaabat-Tonya-Düzköy ve Sitiksa (Çayırbağı)'nda herkes bilmektedir.



Görev Yerleri:
Serdar Hoca; Akçaabat, Tonya, Vakfıkebir, Elazığ, Harput, Tokat, Erbaa, Ünye, Koryena, Muhula, Işıklar, Çal, Polita, Metinkale, Arpaçılı, Melikşah, İskenderli, Turali, Sayraç, Yakçukur, Sidiksa ve Trabzon merkezde çeşitli görevler yapmıştır.

Özellikleri:
Anlatılanlara göre; çok zeki, metanetli, mantıklı, tasavvuf ehli, çok dindar, paraya-pula mala mülke önem vermeyen, çıkarcılığın, ikiyizlülüğün her çeşidine karşı bir zattı. Lüksten kaçınırdı. İsrafı her yerde kötülerdi. Eski, hatta yamalı ancak çok temiz elbise giyerdi. Sadece kendine has bir özelliği vardı ki kışın dahi ayakkabıları elinde yalın ayak gezer, hiç hasta olmazdı. Bunun sırrını hiçkimse çözemedi. 1922-1932 yılları arasında Sitiksa'da bir yol üzerinde iki evi vardı. Yol üzerindeki eve yalnız kendisi giderek burada geceleri huşu içinde ibadet ederdi. Abdestlerini evin karşısındaki ırmaktan tabii olarak alırdı. Direkt tabiatla iç içe yaşardı.



   1924 Yılında Deli Baltaoğlu Ali Efendi bir gece O'na bu evde misafir olmuş, gece O'nu gözlemlemiştir. Birde ne görsün, uykuya dalınca Serdar Hoca dışarı çıkıp arı kovanları arasında bir topluluğa hitap eder gibi bağırıp çağırmaya, birileri ile konuşmaya başlamıştı. Uyanıp ne yaptığını sorunca, Serdar Hoca cin taifesinin alimlerine ders verdiğini söylemiştir. Zahiri ve batıni ilimlerde zirvede idi. Allah'ı tanımak olan Marifet ilminde yüksek seviyede idi. Nefsi zor işlerle terbiye ederdi.
   Cemaatin suallerine "BİSMİLLAH" demeden cevap vermezdi. Ayet okumadan söze başlamazdı. Konuşmaları herkesi vecde getiriyordu. Düşündürücü vaazları çok insanı kötülüklerden alıkoymuştur.    
    Haçkalı Hoca ile görüşmeyi severdi. Serdar Hoca, Haçkalı Hoca'ya hürmet ettiği gibi Haçkalı Hoca'da O'na hürmet ederdi. Bir defasında Haçkalı Hoca geldiğinde dor atından inip O'nu karşıladı. Haçkalı Hoca'da O'na "GARA HOCA" diye hitap ederdi. Bir meclise geleceği zaman dağlar arasından da gelse Haçkalı Hoca Efendi "Gara Hoca" geliyor, gidin O'nu karşılayın derdi. Serdar Hoca'ya o devrin bütün hocaları sevgi ve saygı duyardı. Bunlar aynı zamanda dostlarıydı.


 

Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol