Çayırbağı (Sitiksa)

Kazım Koyuncu

Kazım KOYUNCU
      DEVRİMİ DÜŞLÜYORSAN ONA GÖRE YAŞARSIN. YÜRÜYÜŞÜN FARKLI OLUR. BAKKALA,MANAVA BAŞKA TÜRLÜ DAVRANIRSIN. BUNUN İÇİN SANA KİMSE PUAN YAZMAZ TABİİ AMA ANLARLAR , ORADA BİRİSİ FARKLI YÜRÜYORDUR....

"Kazım Koyuncu, tam da bu memleketin en çok ihtiyaç duyduğu insanlardandı. Memleket bunu ne kadar fark etti, bilemiyoruz. Ama benöyle düşündüm. Kazım'ı Zuğaşi Berepe zamanından beri izliyor, gününbirinde önemli ve yeni bir müzikal açılım getireceğine güveniyordum. Ama beni bir "Kazım filmi" yapmaya, bunun için iki yıl uğraşmaya, aradaevim soyulup filmin yapılmış iki saati aşkın bölümünü kaybetmeme rağmenişe yeniden sarılmaya yönelten şey sadece onun müziği değil. Bumemleketin en çok ihtiyaç duyduğu ama ne yazık ki, kolay kolay yetiştiremediği insan tipinin harika bir örneği olarak gördüm onu. Pekiniye o kadar gerekli bir insan? Onu üç buçuk saate yaklaşan süresi içerisinde üzerinde günlerce düşünmediğim, daha iyi yapabilmek için defalarca uğraşmadığım hiçbir dakikası bulunmayan ve Kazım'ın hayatına ve anısına yakışırlığını durmadan yeniden sınadığım bir filmle anlatmaya çalıştım; bu yüzden burada söze dökmeyeceğim.Filmde de sizebunu sadece Kazım anlatacak. Bir belgesel olarak değişik iddialartaşıdığını söylemekten kaçınmayacağım bu filmde, Kazım'ın ardından yapılmış konuşmalar, üstüne söylenmiş sözler falan yok. Sadece kendi konuşuyor, çeşitli dönemlerdeki grup arkadaşlarıyla birlikte çalıyor,söylüyor. İkinci sebebimse çok özel, biraz da tuhaf. Hiç tanışmadığım halde, onu kaybettiğimizde bir arkadaşımı kaybetmişçesine üzüldüm.Üzüntümün çokluğundan sözetmiyorum; bir arkadaşımızı kaybettiğimizde hissettiğimiz şey, başka üzüntülerle karıştırılmayacak kadarfarklıdır.Film ve yapılış süreci üstüne anlatmak istediklerim yeralıyor. Bunların yanısıra, Kazım'ın müziği üzerine düşündüklerimi yazdım.

Filmde çevirisiz yeralan Lazca parçaların çevirilerini de okuyabilirsiniz. Ayrıca film hakkında biryerlerde birşeyler çıkarsa onların linklerini vereceğim, yapılacak gösterimleri duyuracağım.Kazım, şarkılarla aramızdan geçti. Ne yazık ki hakikat bu. Geçip gitmesin istiyorum." (Ümit Kıvanç)

     Kazım Koyuncu, 2005 yılında, kanser tedavisi gördüğü hastanede, 33 yaşında yaşamını yitirdi. 1972 yılında Artvin'in Hopa ilçesine bağlı Sugören köyünde doğan Kazım Koyuncu, müziğe ortaokul birinci sınıfta mandolin çalarak başladı. Çocukluğu, 'üstadım' dediği, Kemençeci Yaşar lakabı ile tanınan Yaşar Turna'nın yanında türkü dinleyerek geçti. İstanbul'a üniversite eğitimi için geldikten sonra müzikle yoğun olarak uğraşmaya başladı. Kazım Koyuncu 1992'de profesyonel müzik yaşamına geçti. Türkiye'nin ilk laz-rock grubu olan 'Zuğaşi Berepe'yi (Denizin Çocukları) kuran Koyuncu, bu grupla 1995'te 'Va Mişkunan' (Bilmiyoruz), 1998'de de 'İgsaz' (Gidiyor) isimli albümleri yaptı. 1998'in sonunda 'Zuğaşi Berepe'nin dağılmasının ardından tek başına müziğe devam etti ve 'Salkım Söğüt' isimli projelerin ikincisinde üç şarkıyla yer aldı. 2001 yılında ilk solo albümü 'Viya'yı çıkardı. Kanal D'de yayınlanan 'Gülbeyaz' adlı dizinin hem müziklerini yapan hem de bazı bölümlerinde oynayan Koyuncu, 'Sultan Makamı' dizisinin de müziklerini hazırladı. İkinci solo albümü 'Hayde'yi nisan 2004'te çıkardı. Karadeniz müziğinin güçlü temsilcilerinden Fuat Saka, Volkan Konak ve Bayar Şahin ile birlikte düzenledikleri, büyük ilgi gören 'Hey Gidi Karadeniz' konserler dizisinin de öncülüğünü yaptı. Nisan 2004'te çıkardığı ikinci solo albümü 'Hayde', onu tüm Türkiye'ye tanıttı. 2004'ün sonlarında akciğer kanseri teşhisi konuldu ve tedavi görmeye başladı. 25 haziran 2005'te, 33 yaşındayken yaşamını yitirdi. Karadenizli şarkıcı, vefatından önce tedavi gördüğü VKV Amerikan Hastanesi'nde düzenlenen 'Çernobil'in Etkileri ve Hasta Hakları' konulu panelde kanserle mücadelesini anlatmıştı. Koyuncu, o dönem dört aydır kanserle mücadele ettiğini ve kanserin özgürlüğünü kısıtladığını ifade ederek, "kanseri kanser olmayanların anlamayacağını" söylemişti. Genç şarkıcı konuşmasında, "duyarlı bir sanatçı olarak dertleri hissediyordum. Kanser de oldum artık. Ben kanserden çok korkan bir insandım... "Kanserim ve korkmuyorum. Sadece beni sevenleri ve özgürlüğümü düşünüyorum. Ölüm küçük bir şey, ama hastalık sizin özgürlüğünüzü sınırlıyor" demişti. Karadeniz müziği, Anadolu Rock, nitelikli müziğe inanlar, önemli bir ismi en verimli olabileceği dönemde yitirdi. Otuz üç yaşındaydı Koyuncu; yıllardır müziğin içinde olmasına karşın 2000'li yıllarda Gülbeyaz, Sultan Makamı gibi televizyon dizilerine yazdığı müziklerle ünlenmişti. Karadeniz'in hırçın çocuğu diyorlardı ona; demokrasi adına atılan bir çok adımda müziğiyle, fikirleriyle yer alıyor; Fırtına Deresi'ne yapılacak santrali protestodan, insan hakları ihlallerine karşı çıkmaya kadar bir dolu etkinliğe destek veriyordu. Müzikte de, birkaç halk müziği sanatçısının tekelinde kalmış Karadeniz bölgesinin müziğini, evrensel normlarda yayımlamayı deneyerek, önemli çıkış yapmıştı.  O günlerde grup elemanları Lazca dilinin yaşatılmasına rock yoluyla katkıda bulunmayı amaçladıklarını, rock müzikteki dinamizmle yöre insanının enerjisinin örtüştüğünü görünce heyecanlandıklarını anlatıyor, Lazca'nın rockın sert söyleyişine de uygun olduğunu belirtiyorlardı. Dört yıl içinde Zuğaşi Berepe, kamuoyuna pek yansımasa da önemli işler yaptı ve konserlerle hedefini gerçekleştirmeye çalıştı. Bu etkinliklerden Brüksel konseri sırasında canlı kayıt edilen parçaları, kısıtlı sayıda bastırdıkları Bruxel Live (1998) adlı albümde bir araya getirdiler. Gruptaki eleman sayısı arttıkça müzikal yapı da güçlenmişti. Kazım Koyuncu (vokal, akustik gitar), Cafer İşleyen (bass, vurmalılar, flüt), Gürsoy Tanç (elektrikli gitar), Uğurcan Sezen (klavye), Zülküfil Murat Dilek (davul), Metin Kalaç (kayıt) Lazcayı yaşatmanın yanında aşk şarkılarına katılan sert söylemli yapıtlar ve modern rock anlayışı üzerine oluşturdukları çizgiyle de kabul görmeye başlamışlardı. Zuğaşi Berepe, Va Mişkunan albümünden dört yıl sonra İgzas (Gidiyor) adlı albümüyle bu çabayı listelere taşıdı. Yedi Lazca, bir Hemşince, bir de Türkçe sözlü parçadan oluşan albümün müzikal zenginliği, rockın çeşitli tonları arasında akıllıca gidip gelen sounduyla 1998'in en iyi yerli yapıtlarından biri oldu. Lazca'nın öne çıktığı kültürel bir misyonun yanında sıkı bir rock albümü özelliği de taşıyordu İgzas (Parçaların Türkçe anlamları kapakta verilmişti). Bu albümde Kazım Koyuncu (vokal, gitar), Cafer İşleyen (bass, vurmalılar, flüt), Gürsoy Tanç (gitar), Uğurcan Sezen (tuşlular), Zülfikil Murat Dilek (davul), Mahmut Turan (tulum), Metin Kalaç (kayıt), Mehmedali Barış Beşli'den (vokal) oluşan grubun, doğayı katledecek Çamlıhemşin'deki Fırtına Deresi'nin üzerine yapılacak santrale karşı kampanyayı desteklemesi de İgzas'ın diğer bir özelliğiydi. Grup 2000'lerin başında dağılınca, kuruculardan Kazım Koyuncu yoluna tek başına devam etmeyi kararlaştırdı ve solo albümleri Viya (2002) ile Hayde'yi (2004) yayımladı. Anadolu Rock'a kayan soundla ürettiği müziği kısa sürede büyük ilgi görüp, yaptıkları geniş kitlelere tam ulaşmaya başlamıştı ki hastalandı Koyuncu. Akciğer kanserine yakalanmıştı. Pes etmiyordu; tedaviyi sürdürürken Trabzonspor için marş bile yazmıştı. Ancak günden güne direnci zayıflıyordu; adına düzenlenen konsere çıkamamıştı. Sonunda 25 Haziran tarihinde ajanslardan şöyle bir başlık düştü: 'Karadeniz'in genç sesi sustu'


 
Le Le Le (Instrumental) - Kazim Koyuncu Divane Asik Gibi - Kazim KOYUNCU
click to commentclick to commentclick to commentclick to commentclick to commentclick to commentclick to commentclick to commentclick to comment
kazım koyuncu cenaze öreni -

Ardımda bırakıp gül çağrısını
Ayrılık anı bu sisli şarkıyı
Irmaklar gibi akıp uzun uzun
Terkediyorum bu kenti
Ahh, ölüler gibi

Şarkılar bir çığlığa sığınmaksa
Şimdi, sonsuz bir yangın gibi
Sevmesem öyle kolay çekip gitmek;
Yaralı bir kuş gibi

Kumral bir çocuğun yaz öyküsü bu
Şarkılarla geçtim aranızdan
Yalnızlar gibi susup uzun uzun
Düşlüyorum bu kenti
Ahh, bir aşk gibi

Şarkılar bir çığlığa sığınmaksa
Şimdi, sonsuz bir yangın gibi
Sevmesem öyle kolay çekip gitmek;
Yaralı bir kuş gibi

Düşlüyorum bu kenti
Son bir aşk gibi





Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol